Ana sayfa > Other langages / Otros idiomas / Altri idiomi / Andere Sprachen... > Türkçe > ANARŞİST TUTSAKLARDAN KAMUOYUNA AÇIK MEKTUP

ANARŞİST TUTSAKLARDAN KAMUOYUNA AÇIK MEKTUP

Pazartesi 6 Haziran 2011

Bu makalenin tüm sürümleri : [Deutsch] [English] [français] [italiano] [Türkçe]

Bilindiği gibi 1 Mayıs 2012 günü Mecidiyeköy-Şişli civarındaki banka ve şirketlere Anarşist Blok Kortejindeki bazı anarşistler tarafından çeşitli saldırılar düzenlenmiştir. Bizler bu saldırılara katıldığı iddiasıyla gözaltına alınan 60(?) kişi içerisinden 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanıp Metris T Tipi Kapalı Cezaevine hapsedilen 9 Anarşist tutsak olarak bu mektubu kaleme alıyoruz.

Birçoğumuz 14 Mayıs günü sabah saat 5’te bazılarımız da ertesi gün Terörle Mücadele ekipleri tarafından gözaltına alındık. Bilgisayarlarımıza, telefonlarımıza, flash belleklerimize, kitaplarımıza ve daha birçok özel eşyamıza evlerimize gelen ve sayıları 10 ile 20 arasında değişen polisler tarafından el konuldu. Terörle Mücadele şubesinde bize isnat eidlen suçlama terör örgütü adına kamu malına zarar vermekti. Anarşizmin düşünce yelpazesinin çok farklı uçlarında yer alan ve birçoğu birbirini ilk defa nezarethanede gören bu insanlar, bir terör örgütü oluşturmak ve birlikte eylem yapmakla suçlanırken, bazılarına da ısrarla sorgularında bu örgütün lideri oldukları kabul ettirilmeye çalışıldı. Anarşistlerin polislerin iddia ettiği gibi bir lideri olmasının anarşizmin doğasına tamamıyla aykırı ve imkansız olması gibi traji-komik denilebilecek mantıksızlıklar barındırması bir yana, bu suçlama birçoğu birbirini hiç tanımayan insanları aynı terör örgütüne üye olmakla itham etmesiyle de ayrı bir gülünçlük kazanmaktadır. Terör örgütüne üye oldukları iddia edilen insanların hiçbirinin evinde silah ya da mühimmat bulunmadı. Buna karşılık evlerinde bulunan Kropotkin gibi yazarların legal ve bu topraklardaki her kitapçıda bulunabilecek kitapları örgütsel doküman olarak değerlendirilip polis sorgusunda önlerine koyuldu. Birçoğunun facebook vb. sosyal paylaşım sitelerinde okudukları anarşistlerle ilgili haberler, paylaştıkları videolar, terör örgütüne üye olduklarının delili olarak mahkemeye sunuldu.

Hayvan özgürlüğü, insan hakları ve ekoloji gibi konularda çalışmalar yapan, tamamen yasal bir derneğe üye olmaları yine terör örgütüne üye olduklarına delil olarak gösterildi. Göz altında kaldıkları 4 gün boyunca hiçbir aile ferdiyle görüştürülmeyen , avukatları dahil kimseyi aramalarına izin verilmeyen bu insanlar üzerinde her türlü psikolojik baskı uygulandı. LGBTT bireyi bir arkadaşımıza cinsel yöneliminden dolayı nefret söyleminde bulunuldu. Bütün şüphelilere terör örgütünün varlığı kabul ettirilmeye ve başka insanlar hakkında yalan beyanlar verdirilmeye çalışıldı. Nitekim iki kişi bu baskılara dayanamayıp terör örgütü üyesi oldukları için 15-20 yıl ceza alacakları gibi tehditlerden korkarak hiç tanımadıkları insanlar aleyhine ifade verdiler. Polisin aralarında hiçbir telefon, internet vs. üzerinden konuşma bulmadığı, hayatlarında bir kez bile görmedikleri insanları polis zoruyla teşhis ettiklerini söylediler, bazılarını örgüt lideri olmakla suçladılar. Birçok arkadaşımız milyonlarca kişide bulunabilecek model ve renkteki ayakkabı, çanta ve kemer gibi aksesuarları görüntülerdeki insanların aksesuarlarına benzediği gerekçesiyle tutuklandı. Tabii ki bu yetersiz ve mantık dışı delillerle anarşist bir terör örgütünün varlığı ispatlanamadı. Bu yüzden davalarımız sadece kamu malına zarar vermekle suçlanıyor. Şunu belirtmek istiyoruz ki, her türlü yasa ve otoriteyi reddeden, bütün devletleri katil olarak gören biz anarşistler için devletin bize terörist deyip dememesinin hiçbir değeri yok. Roboski’de onlarca masum insanı öldüren, 11 yaşındaki Uğur Kaymaz’ı 13 kurşunla katleden ve bunlar için kimseye ceza vermeyen devletin bizi yargılıyor olmasının bizim gözümüzde hiçbir değeri yok. 1 Mayıs 1977’de 34 kişiyi katleden devlet kimseyi bu katliam için gözaltına dahi almamıştı. Ama bu 1 Mayıs’ta üç-beş bankanın camı kırıldığı için 60 kişiyi gözaltına almak ve 9’unu tutuklamakta bir beis görmedi. Tutuklanan iki arkadaşımız üniversitedeki finallerine giremedi, okulları uzayacak, haklarında okul tarafından soruşturma açılma ve okuldan uzaklaştırılma veya atılma gibi ihtimaller de var. Bir arkadaşımız üniversite sınavına hazırlanıyor, cezaevinde yeteri kadar çalışamayacağı ortada. Yüksek Lisans yapan bir arkadaşımız tutuklandığı için tezini yazamayacak. 3 arkadaşımızın tutuklandıktan sonra işlerinden çıkartıldıkları haberi geldi. Gözaltına alındığımızdan beri devletin övünmekle bitiremediği hukuk sisteminin bir baskı ve tektipleştirme aracından başka bir şey olmadığını, adalet, hak gibi kavramların sadece söylemde kaldığını bizzat deneyimledik ve hemen serbest kalmak istiyoruz. Ama kimse yanlış anlamasın, kimseye yalvarmıyor ya da kimseden bir şey dilenmiyoruz. Siyasi düşüncelerimizden dolayı burada olduğumuzun farkındayız. Bu yüzden yaptığımız ya da yapmadığımız hiçbir şeyden pişman değiliz. Bu mektubu yazma amacımız sadece kamuoyunun gerçekleri öğrenmesini sağlamaktır.

Biz sadece anarşist olduğumuz ve otoritelerini tanımadığımız için tutuklayanların amacının bize gözdağı vererek bizi değil eylem yapmak, en ufak hakkını aramaktan korkacak insanlara çevirmek olduğunu biliyoruz. Ama onların bilmediği şey, kokuşmuş uygarlıklarının zindanlarının bizim düşüncelerimizi zapt edemeyeceği ve kendimizi her zamankinden güçlü hissettiğimizdir.

Biz bütün dünyadaki anarşistleri kardeşimiz olarak görüyoruz ve Atina’dan Amed’e, Chiapas’tan Gazze’ye, Toronto’dan Seattle’a yüreğinde özgürlük ateşi yanan herkese, dünyanın bütün isyancılarına selam, sevgi ve dayanışma çağrımızı yolluyoruz. Bilsinler ki yalnız değiller, bu topraklarda da mücadele eden insanlar var. Şimdiye kadar gösterdikleri dayanışma ve bizim için yaptıkları eylemler için de hepsine tek tek teşekkür ediyoruz. Dünyanın geri kalanı gibi başaından beri bizimle dayanışan ve bizim için eylemler yapan bu topraklardaki anarşistlere teşekkür etmek için bu sayfalar yetmez. Hepsini en içten selamlarımızla kucaklıyoruz. Bilsinler ki yanımızda olduklarının farkındayız ve kendimizi bir an bile yalnız hissetmiyoruz. Dayanışma ve isyan ile geçen nice günler temennisiyle…

AnarÅŸist Tutsaklar

Beyhan Çağrı Tuzcuoğlu
Burak Ercan
Deniz
Emirhan Yavuz
Murat Gümüşkaya
OÄŸuz Topal
Sinan Gümüş
Ünal Can Tüzüner
Yenal Yağcı